Bekle Beni / 58

“Onu Biricik keşfetti… Kızlar resim yapmaya oturmuşlar. Bu Kübra çok ilginç kız, Hazal’ın resimlerine bakıyor, neler söylüyor, duysan inanamazsın.”

“Kaç yaşında?”

“Vallahi Hazal’dan olsun da iki yaş büyük olsun, o kadar, büyük değil yani. Bu sıcak renk, bu soğuk renk, bu bunun kontrastı, bu bunun tonu, bu bilmem ne. Baksan yakıştıramazsın söylediklerini kalıbına. Yan gözle bakıyorum bunlara ama dinledikçe Kübra için daha çok içim burkuluyor. Belli ki kızda bir incelik var, bir zarafet anlayışı var. Renklerden anlıyor, estetikten anlıyor. Üstelik daha bacak kadar. Nasıl dert ediyordur şişmanlığını, düşünsene.”

“Düşüneceğim, söz,” dedim, “ama sen düşünme ne olur, resim defterine dön.”

“Biricik oturdu bunların yanına, yere, kızlarla konuşuyor, ediyor, falan. Hazal’ın yaptığı resimlere bakıyorlar üçü. İşte, bu eski evimizin orası, bu eski okulumla gittiğimiz piknik. Falan. Biricik hayretler içinde ama, övgüler övgüler, aferinler aferinler. Kübra da dahil tabii… Sonra benim dikkatim dağılmış, bir şeyler konuşmaya dalmışım.”

“Avrupa’da din savaşları,” dedim.